top of page

"Daniel Goleman - ODAK" Kitap Özeti ve Profesyonel Koçluk Üzerine Etkileri

  • Yazarın fotoğrafı: okancilingiroglu
    okancilingiroglu
  • 30 Kas 2024
  • 6 dakikada okunur

Daniel Goleman'ın ODAK Kitap Özeti ve Profesyonel Koçluk Üzerine Etkileri

Merhabalar,


Bugün sizlere Daniel Goleman'ın 2017 yılında yayınladığı "Odak, Mükemmelliğin Gizli Anahtarı" kitabının özetini sunmak ve bu kitabın içerisindeki çok kıymetli bilgilerin, profesyonel koçluk alanına yansımalarından bahsetmek isterim.


Daniel Goleman, "Odak" kitabında, dikkatin günümüzün karmaşık dünyasında başarı ve iyi yaşam için kritik öneme sahip ancak çoğu zaman göz ardı edilen zihinsel bir varlık olduğunu savunuyor.


Odağın Anatomisi:


Goleman, odaklanmanın nörobiyolojisini inceleyerek, beynin farklı bölgelerinin dikkat süreçlerinde nasıl rol oynadığını açıklıyor. Üst (yukarıdan aşağıya) ve alt (aşağıdan yukarıya) dikkat sistemlerini tartışıyor.


Üst dikkat sistemi, prefrontal kortekste yer alır ve bilinçli, istemli odaklanmayı yönetir. Bu sistem, hedeflere odaklanmamızı, dikkat dağıtıcıları filtrelememizi ve dürtüleri kontrol etmemizi sağlar. Alt dikkat sistemi ise daha otomatik ve duygu odaklıdır, tehlikeleri veya ödülleri hızla tespit etmek için evrimleşmiştir. Goleman, bu iki sistemin nasıl etkileşime girdiğini ve bazen çatıştığını açıklıyor. Örneğin, duygusal bir tetikleyici (alt sistem) dikkatimizi ele geçirdiğinde, üst sistemin kontrolü yeniden kazanması gerekebilir.


Yukarıdan aşağıya doğru aklın odaklanmayı, düşünmeyi ve yapmayı seçtiğine inandığı şeylerin büyük kısmı (kimilerine göre hepsi) aslında aşağıdan yukarıya doğru dikte edilen planlardır. Psikolog “Daniel Kahneman alaycı bir ifadeyle, “eğer bu bir film olsaydı, yukarıdan aşağıya doğru akıl “kendini kahraman sanan ikincil karakter” olurdu”, diye yazmıştır.


Goleman, üç ana odak türünü inceliyor:


1.       İçe Odaklanma: Öz-farkındalık ve öz-yönetim

2.       Diğerlerine Odaklanma: Empati ve sosyal beceriler

3.       Dışa Odaklanma: Sistemler düşüncesi ve daha geniş dünyada yön bulma


İçe Odaklanma:


Goleman, öz-farkındalığın duygusal zekâ ve öz-yönetim için bir temel olarak önemini vurguluyor. İçsel “varsayılan durumumuzun” zihin gezintisi ve benmerkezci düşünmeye eğilimli olduğunu tartışıyor. Bu durum yaratıcılığa yardımcı olabilirken, kontrol edilmezse kişinin sıkıntısının semptomlarına ve çözümlerinin aksine olası nedenlerine ve sonuçlarına odaklanılmasına ve kaygıya da yol açabiliyor.


Dikkatimizi içe yöneltme yeteneği, sezgilerimize, değerlerimize ve içgüdüsel hislerimize kulak vermemizi sağlar. Bu içsel radar, karar vermemize yardımcı olur ve eylemlerimizi daha derin amaç duygumuzla uyumlu hale getirir. Goleman, bu tür duygusal öz-farkındalığın genellikle güç konumundaki kişilerde eksik olduğunu gösteren araştırmalara atıfta bulunuyor, bunun da kör noktalara yol açtığını savunuyor.


Öz-farkındalık aynı zamanda içsel durumlarımızı ve dürtülerimizi yönetmemizi sağlar.


Goleman, irade gücünün ve doyumu ertelemenin, dikkati anlık ayartıcılardan uzaklaştırma yeteneğine dayandığını araştırıyor. Çocuklar üzerinde uygulanan ünlü "Marshmallow Testi"ne ve çocukluk dönemindeki öz-kontrolün yetişkinlik başarısını birçok alanda öngördüğünü gösteren sonraki boylamsal çalışmalara atıfta bulunuyor. (James Clear – Atomik Alışkanlıklar).


Unutmamak gerekir ki, en güçlü dikkat dağıtıcı, çevremizdeki insanların gevezeliğinden çok kendi zihnimizin gevezeliğidir. Tam yoğunlaşma bu iç seslerin dinmesini gerektirir.


Bu bölümde ayrıca dikkat edilmesi gereken noktalardan biri, Goleman’ın, Anders Ericson’un ortaya attığı ve Malcolm Gladwell’in “Çizginin Dışındakiler” kitabında bahsederek popülerleştirdiği 10.000 saat kuralına gönderme bulunmaktadır. Evet, düzenli tekrar gelişim ve uzmanlık için olmazsa olmazdır, fakat bir işi bilinçsiz ve hatalı olarak 10.000 saat tekrarlamanın da anlamı yoktur. İç odağı kaybetmeden, yapılan işi otomatiğe bağlamadan, sürekli “hangi adımları daha iyi yapabilirim” düşüncesini odağımızdan yitirmeden çalışmak gerekmektedir.


Bu bölüme koçluk perspektifi ile bakacak olursak, danışanlarımızın öz-farkındalıklarını geliştirmelerine yardımcı olmak, koçluk sürecinin temel bir parçasıdır. Yansıtıcı uygulamalar, “şimdiki zaman farkındalığı” teknikleri ve güçlü sorgulamalar kullanarak iç odağı artırabiliriz. Ayrıca, danışanlarımızın temel değerlerini ve amaç duygularını keşfetmelerine yardımcı olarak, hedeflerini ve eylemlerini gerçekten önemli olan şeylerle uyumlu hale getirmelerine destek olabiliriz.


Diğerlerine Odaklanma:


Empati ve sosyal zekâ, ikinci önemli odak alanını oluşturur. Goleman empatiyi üç türe ayırıyor:


1. Bilişsel empati - başkalarının bakış açılarını anlamak

2. Duygusal empati - başkalarının hissettiklerini hissetmek

3. Empatik ilgi - başkalarının refahını önemsemek


Goleman, empatinin etkili liderlikten güçlü kişisel ilişkilere kadar her şey için gerekli olduğunu savunuyor. Ancak, empatinin bazen duygusal tükenmeye yol açabileceğini, özellikle bakım mesleklerinde çalışanlar için bunun geçerli olduğunu belirtiyor. Anahtarın, empatik ilgiyi tükenmişlikten kaçınmak için yeterli duygusal öz-yönetimle dengelemek olduğuna dikkat çekiyor.


Goleman ayrıca sosyal farkındalığı “sözsüz ipuçlarını okuma ve sosyal durumları ustaca yönetme yeteneğini” inceliyor. Bu tür bir odaklanmanın başkalarıyla uyum sağlamamıza, ilişki kurmamıza ve etkili bir şekilde iş birliği yapmamıza nasıl olanak tanıdığını tartışıyor. Önemli olarak, sosyal farkındalık herhangi bir grup veya organizasyonda geçerli olan yazılı olmayan kuralları ve güç dinamiklerini anlamamıza yardımcı olacağına vurgu yapıyor.


Bu bölüme koçluk perspektifi ile bakacak olursak, danışanlarımızın duygusal zekâ becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak, etkili koçluğun önemli bir parçasıdır. Kendi duygularını tanıma ve yönetme, ayrıca başkalarının duygularını ustaca okuma ve yanıtlama konusunda danışanlarımıza koçluk yapabiliriz. Hali hazırda, koçluk görüşmelerimizde derin dinleme ve empatiyi uygulayarak, danışanlarımızın gerçekten duyulduğunu ve anlaşıldığını hissetmelerine yardımcı olmak, etik olarak ana sorumluluklarımız arasındadır.


Dışa Odaklanma:


Goleman'ın incelediği üçüncü odak türü, daha büyük sistemleri anlama ve yönetme yeteneğidir. Bugün karşı karşıya olduğumuz en büyük zorlukların çoğunun “iklim değişikliğinden ekonomik istikrarsızlığa kadar” sistem düşüncesi eksikliğinden kaynaklandığını savunuyor.


Beyinlerimiz yavaş hareket eden, büyük ölçekli tehditleri kolayca algılamak için evrimleşmedi. Anlık tehlikelere tepki vermeye programlıyız, soyut gelecek risklerine değil. Bu durum, karmaşık küresel sorunlar söz konusu olduğunda büyük bir kör nokta yaratıyor.


Goleman, aşağıdaki gibi uygulamalarla daha iyi bir sistem farkındalığı geliştirebileceğimizi araştırıyor:

·         Çeşitli bakış açıları aramak

·         Kalıpları ve bağlantıları aramak

·         Uzun vadeli sonuçları düşünmek

·         Geri bildirim döngülerini ve dönüm noktalarını anlamak


Özellikle liderlerin organizasyonları ve toplumları sürdürülebilir geleceklere yönlendirmek için bu "uzun vadeli bakış açısı"nı geliştirmeleri gerektiğini vurguluyor.


Bu bölüme koçluk perspektifi ile bakacak olursak, danışanlarımızın sistem düşüncesini geliştirmelerine yardımcı olmak, günümüzün karmaşık dünyasında etkili olmaları için kritik öneme sahiptir. Danışanların daha büyük resmi görmek için uzaklaşmalarına (Timothy Gallwey - Stop Uygulaması), kalıpları tanımlamalarına ve eylemlerinin daha büyük sistemleri nasıl etkilediğini anlamalarına yardımcı olabiliriz. Ayrıca, danışanlarımızı farklı bakış açıları aramaya ve uzun vadeli sonuçları düşünmeye teşvik edebiliriz.


Odağın Geleceği:


Goleman, dikkat ekonomisinde yaşadığımızı ve odaklanma yeteneğinin giderek daha değerli hale geldiğini savunuyor. Teknoloji ve sosyal medyanın dikkatimizi sürekli bölmesiyle, bilinçli odaklanma yeteneği bir süper güç haline geliyor. Aynı zamanda, kolektif dikkatin gücünü de vurguluyor. Sosyal medya ve diğer teknolojiler sayesinde, toplu olarak sorunlara odaklanabilir ve çözümler üretebiliriz. Ancak bunun, dikkatimizi neye yönlendireceğimizi bilinçli olarak seçmemizi gerektireceğini savunuyor.


Özetle, Goleman'ın "Odak" kitabı, koçlar için zengin bir kaynak sunuyor. İçe odaklanma, diğerlerine odaklanma ve dışa odaklanma konularındaki içgörüler, danışanlarımızın kişisel ve profesyonel yaşamlarında daha etkili olmalarına yardımcı olmak için kullanabileceğimiz güçlü araçlar sağlıyor.


Koçlar olarak, bu kavramları kendi uygulamalarımıza entegre ederek, kendimize ve danışanlarımıza aşağıdakileri yapmaları için yardımcı olabiliriz:


  1. Öz-farkındalıklarını artırmak: Danışanların iç dünyalarını keşfetmelerine, değerlerini ve amaçlarını netleştirmelerine yardımcı olabiliriz. Bu, daha bilinçli kararlar almalarını ve eylemlerini daha derin amaçlarıyla uyumlu hale getirmelerini sağlar.

  2. Duygusal zekâ becerilerini geliştirmek: Danışanların kendi duygularını tanıma ve yönetme, ayrıca başkalarının duygularını anlama ve etkili bir şekilde yanıt verme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabiliriz.

  3. Empati ve sosyal beceriler geliştirmek: Danışanların farklı empati türlerini anlamalarına ve uygulamalarına, ayrıca sosyal ipuçlarını daha iyi okumalarına ve karmaşık sosyal durumlarda ustaca hareket etmelerine yardımcı olabiliriz.

  4. Sistem düşüncesini teşvik etmek: Danışanları daha büyük resmi görmeye, bağlantıları keşfetmeye ve eylemlerinin daha geniş sistemler üzerindeki etkilerini düşünmeye teşvik edebiliriz.

  5. Dikkat yönetimi stratejileri geliştirmek: Danışanlara, dikkat dağıtıcılarla dolu bir dünyada odaklanmayı nasıl sürdüreceklerini öğretebiliriz. Bu, teknoloji kullanımının bilinçli yönetimini, düzenli molalar almayı ve derin çalışma alışkanlıkları geliştirmeyi içerebilir.

  6. İrade gücü ve öz-denetimi güçlendirmek: Danışanlara, dürtülerini yönetme, doyumu erteleme ve uzun vadeli hedeflere odaklanma stratejileri konusunda koçluk yapabiliriz.

  7. Pozitif odağı teşvik etmek: Zorlukları ele almak önemli olmakla birlikte, danışanların iyimser bir bakış açısını sürdürmelerine yardımcı olabiliriz. Bu, uzun vadeli değişimi güçlendirir ve sürdürülebilir kılar.

  8. Farklı odak türleri arasında denge kurmak: Danışanların iç odak, diğerlerine odak ve dış odak arasında sağlıklı bir denge kurmalarına yardımcı olabiliriz. Her biri genel etkinlik ve iyi oluş için önemlidir.

  9. Kör noktaları keşfetmek: Danışanların varsayımlarını nazikçe sorgulayabilir ve farkındalık veya perspektif eksikliği olabilecek alanları tanımalarına yardımcı olabiliriz.

  10. Uzun vadeli bakış açısı geliştirmek: Danışanları, kararlarının ve eylemlerinin uzun vadeli sonuçlarını düşünmeye teşvik edebiliriz. Bu, daha sürdürülebilir ve etkili stratejiler geliştirmelerine yardımcı olur.


Goleman'ın çalışması, sonsuz dikkat dağıtıcıların olduğu bir dünyada, dikkatimizi ustaca yönlendirme yeteneğinin belki de geliştirebileceğimiz en önemli üst-beceri olduğunu hatırlatıyor. Koçlar olarak, danışanlarımızın bu hayati beceriyi geliştirmelerine yardımcı olarak, onların daha tatmin edici ve başarılı bir yaşam sürmelerine katkıda bulunabiliriz.


Sonuç olarak, "Odak" kitabı, koçluk uygulamalarımızı zenginleştirmek ve danışanlarımıza daha etkili bir şekilde hizmet etmek için değerli içgörüler sunuyor. Kitaptaki kavramları ve stratejileri kendi koçluk yaklaşımımıza entegre ederek, danışanlarımızın kişisel ve profesyonel yaşamlarında daha büyük bir etki yaratmalarına yardımcı olabiliriz. Bu, onların daha büyük öz-farkındalık, daha güçlü ilişkiler ve karmaşık zorluklarla daha etkili bir şekilde başa çıkma becerileri geliştirmelerine olanak tanır.


Koçlar olarak, Goleman'ın sunduğu bu çerçeveyi kullanarak, danışanlarımızın dikkat ekonomisinde nasıl daha iyi gezineceklerini, duygusal zekalarını nasıl geliştireceklerini ve daha büyük sistemleri nasıl anlayıp etkileyeceklerini keşfetmelerine yardımcı olabiliriz. Bu, onların hem kişisel yaşamlarında hem de profesyonel arenada daha etkili liderler, daha iyi iletişimciler ve daha dengeli bireyler olmalarını sağlayabilir.


Unutmayalım ki, odaklanma yeteneği geliştirilebilir bir beceridir. Koçlar olarak rolümüz, danışanlarımızın bu beceriyi geliştirmelerine rehberlik etmek ve onları bu yolculukta desteklemektir. Goleman'ın "Odak" kitabı, bu önemli görevi yerine getirmemiz için bize değerli bir yol haritası sunuyor.


Kendi düşüncelerimi ve yorumlarımı da harmanladığım bu kitap özetini yorumlarınıza sunar, bu kitabı en kısa sürede okumanızı memnuniyetle tavsiye ederim.


Ruhi Okan Çilingiroğlu

bottom of page